Leyla İnanır Güzellik Merkezi

Hamilelik Adet Kaç Gün Geciktikten Sonra Anlaşılır?

Hamilelik adet Kaç Gün Geciktikten Sonra Anlaşılır? Hamilelikte adet gecikmesi en önemli hamilelik belirtilerinden biridir. Bir kadın düzenli adet görüyorsa ve aktif bir cinsel hayatı varsa beklediği tarihte adet olmaması hamilelik ihtimalini akla getirir. Fakat tabii ki adetin gecikmesi mutlaka hamilelik olduğunu göstermez. Kullanılan birtakım ilaçlar (örneğin doğum kontrol hapları), stres veya hava değişimi gibi etkenler de adetin gecikmesine sebebiyet verebilir.

Diyabet, yumurtalıkta kist oluşumu, dış gebelik ve benzeri faktörler de adet gecikmesi yapabilir. İki adetin arasında 35 günden daha fazla bir süre varsa doktora başvurmak gerekir.

Adetim Gecikti, Hamile miyim?

Adet gecikmesi hamilelik durumuna işaret eden önemli bir olaydır fakat bunun kesin olarak tespit edilmesi için belirli bir süre geçmesi; idrarda veya kanda gebelik testi yapılması lâzımdır.

Testten doğru sonuç alınabilmesi için beta hCG hormonu ölçülecek seviyeye ulaşmalıdır. Yani ilişkiden kaç gün sonra hamilelik belli olur? veya adet ne kadar gecikirse hamile olup olunmadığı anlaşılır? sorularına net bir cevap verilemez.

Yumurtanın başarıyla döllenerek rahme tutunabilmesi en az 4-5 gün gerektirir. Bunun gerçekleşme süresi kişiden kişiye farklılık arz eder. Hamilelik belirtileri çoğu zaman cinsel ilişkiden 2 hafta sonra başlamaktadır.

Adetten Kaç Gün Sonra Hamilelik Belli Olur?

Kanda hamilelik testi gebeliğin %100 doğru olarak saptanmasına yarar. İdrarda yapılan gebelik testinde her zaman için yanılma payı vardır.

  • Beklenen regl tarihinin üstünden 1 gün geçtiyse uygulanan idrar testinin doğru sonuç verme oranı %79 civarındadır.
  • Adetin 2 gün gecikmesi hâlinde tatbik edilen idrar testi %15 hata oranına sahiptir.
  • Adet gecikmesi 3 gün olduktan sonra idrar testi yapılırsa bu testin doğruluk seviyesi %90’dır.
  • Öngörülen adet tarihi geldiği ve üzerinden 7 gün geçtiği halde adet kanaması başlamadıysa idrarda gebelik testinin verdiği sonuç %96 oranında güvenilirdir.
  • 10 günlük adet gecikmesinin ardından yapılan idrar testi kesin sonuç verir denilebilir.

Bununla beraber kanda gebelik testi her zaman için en güvenilir yöntemdir. Gebelik hormonunun kanda belirgin bir düzeye geldikten sonra kanda yapılan test ile net bir şekilde belli olur. Yani güvenilirlik açısından idrar testi gibi değildir, yanlış olma riski yoktur.

Saç Dökülmesinin Nedenleri Nelerdir?

Genetik faktörler

Erkeklerde saç dökülmesinin %50’si genetiktir. Toplumun genelindeki saç dökülmesinin nedenleri arasında da erkek tip hormona duyarlı dökülme görülür. Kronik saç dökülmesi ileriki yaşlarda kelliğe dönüşebilir. Erken yaşta başlanan saç bakımı saç dökülmesini azaltabilir, kelliğe giden yolu yavaşlatır.

Deri problemleri

Deri kaynaklı dökülmeler, saç derisini de etkiler. Sedef hastalığı, egzama, akne, liken hastalığı, aşırı yağlı deri, mantar hastalığı gibi nedenler saç derisini etkileyerek saç dökülmesine yol açar. Deri problemleri tedavi edildiğinde saç dökülmesi durdurulabilir.

Yanlış beslenme alışkanlıkları

Saç telleri canlıdır. Bu nedenle saç tellerimizin beslenmesi, onların sağlığı için çok önemlidir. Az su içmek, gereğinden fazla karbonhidrat tüketmek, uzun süre aç kalmak ve tek tip beslenmek saçların dökülmesine yol açar.

Vitamin ve mineral eksikliği

Saç dökülmesinin en önemli nedenlerinden biri de vitamin ve minerallerin vücudumuzda yeterli olmamasıdır. B12, D vitamini, folik asit, biotin, çinko, demir gibi vitamin ve mineralleri düşükse saç beslenemez ve dökülür. Hatta demir düşüklüğü yokken bile demir takviyesi saç dökülmesini azaltacaktır.

Stres ve depresyon

Stres kaynaklı saç dökülmesi günümüzde çok yaygındır. Depresyon, anksiyete, psikolojik sorunlar saç dökülmesine yol açabilir.

Saç İçin Yumurta Maskesi

Saç için yumurta maskesi, yıpranmış saçları onararak gürleştirmekte ve saçlara canlılık kazandırmaktadır. Ayrıca içerdiği proteinler sayesinde saç dökülmesinin durdurulmasında etkili olmakta, saç yapısını güçlendirmekte ve saçları nemlendirmektedir. Yumurta maskesi  lesitin adlı bir madde de barındırır. Bu ise saçtaki elektriklenmeyi giderir.

Yumurta Maskesi Yapmanın Saça Faydaları

  • Yumurtada bol miktarda protein bulunmaktadır. Saça yumurta maskesi çoğunlukla zeytinyağı ile birlikte uygulanmaktadır. Zeytinyağı da yüksek oranda E vitamini içermektedir. Saçlara yumurta maskesi tatbik etmek bu iki maddenin gücünden yararlanmak demektir.
  • Yumurta maskesi saçlara ipeksi bir yumuşaklık katar; parlatır ve daha güzel görünmesine katkıda bulunur.
  • Saçlar için besleyici nitelikte olan yumurta maskesi yağ asitleri ile vitaminler bakımından da zengindir. Bu özelliğiyle yumurta maskesi saçların daha hızlı uzamasına da yardımcı olmaktadır.
  • Yumurtada pantotenik asit, kolin, niasin ve biotin gibi bileşenler vardır. Bunlar sayesinde saç foliküllerini uyaran yumurta, saçların incelmesine ve kellik sorununa engel olmaktadır.
  • Saç için yumurta maskesinin bir diğer yararı ise saçtaki yağ oranını dengelemesidir.

Saç İçin Yumurta Maskesi Nasıl Yapılır?

Bunun için pek çok tarif bulunmaktadır. Aşağıda saça yumurta maskesi uygulamak isteyenlere göre birkaç tarif paylaşılmıştır:

Saçları Kuvvetlendiren Yumurta Maskesi

Söz konusu maske ünlü güzellik uzmanlarından Suna Dumankaya’nın önerisidir. Saçlara direnç veren bu maske onların uzama sürecine de ivme kazandırmaktadır.

Malzemeler

  • Süt (1 kahve fincanı)
  • Toz maya (1 yemek kaşığı)
  • Bir yumurtanın beyazı
  • Zeytinyağı (Bir yemek kaşığı)

Yapılışı;

Süt ile mayayı karıştırın. Elde ettiğiniz karışıma yumurta beyazını ve zeytinyağını ilâve edin. Maskeyi saçlarınızın diplerinden uç kısımlarına doğru uygulayın. Bir saat bekleyip yıkayın. Her hafta bir kez tekrar edin.

İpeksi Saçlar İçin Yumurta Maskesi

Malzemeler

  • Elma sirkesi, zeytinyağı, limon suyu, bal (Hepsinden 1 yemek kaşığı)
  • İki yumurta sarısı
  • 3’er damla okaliptüs, kekik ve lavanta yağları

Uygulanışı

Bütün malzemeleri karıştırıp saçınıza sürün. Yapmanız gereken bundan ibarettir. Daha sonra saçlarınızı streç film ile sarıp iki saat böylece bekleyin. Daha sonra güzelce yıkayıp temizleyin. Bu maskeyi de düzenli olarak uygulamaya özen gösterin.

Hamilelikte Yapılan Aşılar Nelerdir?

Hamilelikte aşı yaptırmak hem anne adayının hem de bebeğin sağlığı açısından mühimdir. Enfeksiyonlara karşı etkili bir önlem olan hamilelik aşıları bebeği doğumun ardından meydana gelebilecek çeşitli rahatsızlıklara karşı da korur.

Tetanos, difteri-, influenza ve boğmaca gibi aşılar bunlardandır. Hamilelikte yapılmayan aşılar ise verem,  HPV, kızamık, kızamıkçık, suçiçeği ve kabakulak aşılarıdır.

Bu canlı aşılar doğum sonrası dönemde uygulanmaktadır.

Hamilelikte Aşı Yaptırmaya Ne Zaman Başlanır?

Gebelikte aşı uygulamaları çoğunlukla hamileliğin 2. trimesteri (ikinci üç aylık dönemi) itibariyle başlamaktadır.

Hamilelikte Yapılan Aşılar Ne İşe Yarar?

  • Ölü doğumların, düşüklerin ve gelişim geriliğinin önlenmesinde rol oynar.
  • Bebekte oluşabilecek doğumsal bozuklukları engeller.
  • Erken doğum riskinin azaltılmasına yardımcı olur.
  • Yenidoğan bebekte herhangi bir enfeksiyon görülmesinin önüne geçer.

Hamilelikte Yapılan Aşılar Nelerdir?

Hamilelikte yapılan aşılar dozlarına ve yapılış zamanlarına göre şöyle gruplandırılabilir:

Difteri-Tetanos Aşısı: Bu aşının ilk dozu 18.-20. Haftalarda uygulanır. İlk aşı yapıldıktan sonra 4 hafta b2. eklenip doz aşı yapılır. Başlangıçta yapılan aşının üstünden 6-12 ay geçtikten sonra da üçüncü doz aşı yapılarak tamamlanır.

Anne adayına daha önceden tetanos aşısı yapılmamışsa veya üzerinden en az 10 yıl geçtiyse bu aşının muhakkak yaptırılması gerekir. Çünkü bazı bebekler doğdukları zaman yenidoğan tetanosu için büyük risk taşımaktadırlar. Bu da ölümle neticelenebilir. Gebelikte tetanos aşısı yaptırmak bebeğin bu durumdan korunmasını sağlayacaktır.

Boğmaca Aşısı: Geçmişte aşılansa dahi tüm gebelere tavsiye edilen bir aşı olup hamileliğin 27.-36. Haftaları arasında tatbik edilmektedir.

  • Hepatit B Aşısı: Gebelikte yüksek risk taşıyan kişilere yapılmaktadır.
  • Hepatit A Aşısı: Sadece gerekli görüldüğü takdirde uygulanmakta olup gebe kadının riskli bir yere gitmesi buna örnektir. Bu durumda inaktif polio aşısı yapılarak koruma sağlanır.
  • Pnömokok Aşısı: Eğer anne adayında menenjit salgıları saptanırsa, annenin ve bebeğin korunabilmesi adına söz konusu aşı önerilir. Güvenlidir, zararı yoktur.
  • Kuduz Aşısı: Anne adayı kuduz şüphesi taşıyan bir hayvan ile temas ettiyse, kendisini bir hayvan tırmaladıysa veya ısırdıysa riskin önüne geçmek amacıyla tercih edilir.
Hamilelikte Hangi Ağrı Kesici Kullanılır?

UYARI: Hamilelikte ağrı kesici kullanmak doktor kontrolüyle olmalıdır. İçerikte bulunan ilaç önerileri vasısatı ile kullandığınız ilaçlardan firmamız sorunlu değildir.

Hamilelikte Hangi Ağrı Kesici Kullanılır?

Hamilelikte ağrı kesici kullanmak doktor kontrolüyle olmalıdır. Bilinçsiz bir şekilde kullanılan ilaçların anne adayına da bebeğe de zarar vereceği şüphesizdir. Hamilelikte baş, eklem, diş ve bel ağrıları gibi sebeplerden dolayı ağrı kesici almaya gereksinim duyulabilir. Fakat ağrı kesicilerin yapımında da tüm ilaçlarda olduğu gibi kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Bu yüzden gebelikte doğru ağrı kesici kullanımına çok özen göstermek lâzımdır.

Hamilelikte Kullanılan Ağrı Kesici İlaçlar

  • Vücut kırgınlığı, soğuk algınlığı, ateş ve kas ağrıları gibi durumlarda Minoset ve Parol alınabileceği uzmanlar tarafından bildirilmektedir. Öte yandan paracetamol grubunda yer alan diğer ilaçlar da hekim tarafından önerilmek şartıyla hamilelikte kullanıma uygundur.
  • Hamilelikte Tylol kullanımı da oldukça yaygındır.
  • Non-steroid antiinflamatuar ajanlardan biri olan Aprol®, Naprosyn®, Apranax® ve benzeri ilaçların da ağrı kesici olarak reçete edildiği bilinmektedir.

Fakat unutulmamalıdır ki her ilaç doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Herhangi bir ilaç (ağrı kesici olsa bile) gerekmedikçe veya aşırı dozda yahut tavsiye edilenden daha uzun süre kullanılırsa yan etkilere yol açacaktır.

Hamilelikte Ağrı Kesici Kullanmak Zararlı mıdır?

Her anne adayı gerek ağrı kesici gerek farklı bir ilaç kullanmaya ihtiyaç duyduğunda ‘bebeğime zarar verir mi?’ endişesi yaşar. Hamileliğin ilk 3 ayı boyunca gerekmedikçe ilaç kullanılmamalıdır. (Bu, hamileliğin diğer dönemleri için de geçerlidir fakat özellikle hamileliğin ilk trimesterinde düşük riski fazla olduğundan bu konuda daha çok hassasiyet gösterilmelidir.)

Ağrı kesicilerin de hafife alınmaması gerekir. ‘Asetominofen’ yahut  ‘parasetamol’ türevi ilaçların gebelikte kullanımı mümkün olmakla beraber gelişigüzel kullanılmaları tehlike arz edebilir.

Aspirinin kanamaya sebebiyet verme ihtimali mevcuttur. Bu yüzden ağrı kesici niyetine aspirin içilmemelidir. Non-steroid anti-inflamatuar özellikte olan ağrı kesicilerin ise 34. haftadan sonra kullanımından mümkünse tamamen uzak durulmalıdır. Çünkü amniyon sıvısında azalmaya yol açabilirler.

Orta şiddetteki ağrıların giderilmesinde İbuprofen barındıran ağrı kesiciler kullanılmaktadır. Bunların da yanlış kullanımından sakınmalıdır. Yoksa düşüğe neden olmaları muhtemeldir.

Hamilelikte ağrı şikâyetiniz yoğun ve sürekli ise bir an önce doktora başvurmanız lâzımdır. Bel ve sırt ağrınız oluyorsa bunun temel sebebi hamilelikte vücuttaki ağırlık merkezinin yer değiştirmesidir. Ağrınız ayakta dururken şiddetli hissediliyorsa uzanmalısınız. Ağrıyan yere hafifçe masaj yapmak da iyi gelecektir.

Kasık ağrısı yaşıyorsanız istirahat etmek, bol su tüketmek, duş almak ve oraya sıcak kompres uygulamak fayda sağlayacaktır. Ağrılı dönemlerinizde cinsel birliktelikten kaçınmanız önerilir.

Gül Suyunun Cilde Faydaları

Güzel kokusu ve hafif yapısıyla gül suyu son zamanlarda çok tercih edilen bir cilt ürünü haline geldi. Her cilt tipi için yararlı olan gül suyu hafif ve doğal içeriği sayesinde cildinizi yatıştırmaya, renk eşitsizliğini gidermeye ve cildinizi nemlendirmeye yardımcı olur. İşte gül suyunun cilde faydaları…

Cildinizin pH dengesini korur. Sabun ve yüz temizleyici ürünlerin aşırı kullanımı cildinizin pH seviyesindeki dengeyi bozabilir ve bu durum akne gibi sorunlara neden olabilir. Gül suyu cildinizin pH seviyelerini normale getirerek bozulmayı dengelemeye yardımcı olur.

Sivilce ve akneyi önler. Gül suyu, fazla yağların yüzünüzden giderilmesine yardımcı olur. Ayrıca, sivilce kaynaklı bakteri üremesini pH dengeleme özelliği ile caydırmaya yardımcı olur. Sivilceyi azaltmaya yardımcı olur.

Cildinizi tonlandırır. Gül suyu gözenek ve yağları temizleyerek cildinizi en iyi nemlendirme için hazırlar. Gül suyu, pH dengeleme özelliği sayesinde mükemmel bir toniktir. Cildinizdeki kirlerin giderilmesine yardımcı olur.

Gül Suyu Faydaları ile ilgili Görsel Sonucu

Cildinizi nemlendirir. Tonikler ile ilgili yaygın bir yanılgı, cildinizi kurutmalarıdır. Cilt için saf gül suyu gibi doğal ve yumuşak bileşenler kullandığınızda bu doğru değildir. Gül suyu, gözeneklerinize yerleşerek ve nemlendirme sağlayarak cildinizin tazelenmesine yardımcı olur.

Gül suyunun iltihap önleyici özelliği şişliklerinizi tedavi edebilir. Özellikle gözaltı şişlikleriniz ile baş etmenizi sağlar. Gül suyunu bir süre buzdolabında soğuttuktan sonra pamuğa sıkıp gözünüze yerleştirin. Birkaç dakika içerisinde şişliklerin aza indiğini gözlemleyeceksiniz.

Hassas ciltlerde kullanabilir. Gül suyu doğal ve hafif yapısıyla hassas ciltlilerinde kullanabileceği bir üründür. Kızarıklığı ve tahrişi hafifletir.

Yaşlanmayı yavaşlatır. içeriğinde sert kimyasalların olduğu ürünlerin kullanımı daha hızlı yaşlanmasını sağlar. Gül suyu yüksek antioksidan içeriği sayesinde cildinizi sağlıklı tutarak yaşlanmayla mücadele etmenize yardımcı olur.

Egzama veya sedef hastalığı gibi bir cilt rahatsızlığınız varsa, saf gül suyu size yardımcı olabilir. Suyun serinletici özelliği egzama gibi cilt rahatsızlıklarının neden olduğu tahrişi yatıştırır.

Gül suyunu küçük bir sprey şişesine koyu. Çantanıza gül suyu dolu bir sprey şişesi taşımak, cildinizin gün boyu taze hissetmesini sağlamanın en iyi yoludur. Su sadece cildinizin nemli kalmasına yardımcı olmakla kalmaz, cildinizin uzun süre taze ve esnek kalmasını sağlar.

En Güzel Türk Kadın Ünlüler

 Dünya üzerinde güzellik söz konusu olduğunda birçok ülke öne çıkmakta ve güzellik yarışmaları düzenlenmektedir. Türkiye de çoğu zaman bu yarışmalara katılan bir ülke olmuş ve güzel kadın ünlüler yetiştirmiştir. Türkiye içerisinde yetişen kadın ünlüler hem güzellikleri ile ekranları ve sahneleri methetmişler hem de dikkat çekici bir unvana sahip olmuşlardır. Bu sayede birçok projeye imza atmışlar ve şöhretlerini önü de daima açık olmuştur. Bu kadın ünlülerin sevilmesinin bir nedeni de sempatik oluşları ve göze hitap ediyor olmalarıdır.

Serenay Sarıkaya

Türkiye içerisinde bilinen en ünlü kadınlardan birisidir. Uzun yıllardır ekranlarda bulunan Serenay Sarıkaya, birçok filmin yapımında, en ünlü projelerde oynamış ve boy göstermiştir. İlk olarak Şaşkın adlı yapıtla tanınan Sarıkaya, daha sonra Plajda adındaki bir yapım ile meşhur olmuş ama en çok Adanalı dizisinde kendisini göstererek güzelliğinde kısa zaman içinde söz ettirmiştir. Sarı saçları ahu bakışlarıyla şöhretin basamaklarını birer birer tırmanmış ve halkın kalbinde taht kurmuştur. Boyunun endamı sayesinde birçok kaliteli yapım sinema filmlerinde de oynayarak ününü artırmış, başarılı bir oyunculuk sayesinde parmakla gösterilir olmuştur. Türkiye’nin en güzel ünlü kadınlarından birisi olarak bilinir.

Bensu Soral

29 yaşındaki ünlü oyuncu, Bursa doğumlu olup oyuncu olan Hande Soral’ın da kız kardeşidir. İki kardeş de oyunculukları ve güzellikleriyle ekranlardaki herkesin kalbini fethetmişlerdir. Bensu Soral, daha küçük yaşlardan itibaren birçok kişinin dikkatini çekmiş ve ardından yaş almasıyla birlikte profesyonel bir şekilde oyunculuk faaliyetlerine başlamıştır. Soral kardeşlerden Bensu Soral, en çok İçerde dizisi ile ünlenmiş ve bu sayede ekranların bir numaralı kadın dizi oyuncusu haline gelmiştir. Soral, renkli gözleri ve çekici bakışıyla birçok projede yer edinmiş ve hala edinmeye de devam etmektedir. Türkiye’nin en ünlü ve tanınmış güzel kadınlarından biri olan Bensu Soral, edindiği şöhreti sayesinde kısa zaman içinde ülke çapında tanınmış ve parmakla gösterilir bir konuma çıkmayı başarmıştır. Kısa bir zaman içinde evlenen Soral, hala mutlu bir şekilde evliliğini sürdürmeye devam etmekte ve gelen projeleri değerlendirmektedir.

Çalışan Kadınlar İçin Pratik Yemek Tarifleri

Yemek yapmak çoğu zaman insanlar için bir yük haline gelmiştir fakat toplum baskısı yüzünden kadınlar her ne kadar çalışıyor olsalar da yemek yapmak zorundalarmış gibi bir algı oluşturulmuştur. Maalesef yemek yapmak kolay bir eylem değil iken çalışan kadınların yemek yapması olduğundan daha zor hale gelmektedir. Gün boyu bir işte çalışıp daha sonra eve geldiğinde yemek yapmak zorunda olan kadınlar için pek çok kolay ve pratik yemek çeşitleri vardır. Bu yemek çeşitleri özellikle çalışan kadınlarının gününün bir numaralı kurtarıcısı haline gelmektedir.

Makarna

Pek çok insanın bayılarak ve severek yediği makarna yemeğinin kıvırcık, boru, uzun, kelebek olmak üzere pek çok çeşidi vardır. Tencereye bir miktar koyulan su kaynamaya bırakılır ve kaynadıktan sonra istenilen çeşit makarna suyun içerisine atılır. Yaklaşık 20 dakika kaynayıp yumuşayan makarnalar süzgeç yardımıyla süzülür ve daha sonra istenildiği takdirde üzerine sos veya ketçap ilave edilir. Aslen hamur işi olan makarnanın doyuruculuğu oldukça yüksektir ve günün kurtarıcı yemeği olma niteliğindedir.

Menemen

Menemen hem sabah hem öğlen hem de akşam tüketilebilen bir yemek türüdür. Küçük küçük doğranan ve pişmesi için tavaya bırakılan domateslerin üzerine yaklaşık 20-25 dakika sonra yumurta kırılır. Yumurta da piştiğinde tercihe bağlı olarak kaşar peyniri rendelenir ve yemek yenmeye hazır hale gelir. Pek çok insanın severek tükettiği bu yemek oldukça sağlıklıdır.

Hazır Mantı

Market gibi pek çok yerde satılan hazır mantıların pek çok seveni vardır. Kaynayarak pişen ve süzülüp soğutulduktan sonra yoğurtla buluşan yemeğin asıl can alıcı noktası üzerine yakılan yağ, biber ve nane üçlüsüdür. Hamur işi olup içinde et bulunan bu yemek oldukça doyurucu bir yemektir ve akşamları hafif geçirmede birebirdir.

Çorba Çorba aslında doyuruculuğu fazla olmayan lakin yine de pratik yemekler arasında yer alan bir üründür. Toz halindeki çorbanın suyla buluşup kaynatılmasıyla hazır olan bu yemeğin pek çok çeşidi bulunmaktadır. Sıcak tercih edilmelidir ve oldukça hafif, sindirmesi kolay bir yemektir.

Anne Sütü Yapan Yiyecekler Nelerdir? 

Anne sütü bebeğin en önemli besin öğelerinden biridir.  Bebeğinizin beden ve ruhsal gelişimine katkı sağlaması için il 6 ay anne üstü alması gerekir. 6 aydan sonra anne sütü ek gıdayla beraber 2 yaşına kadar emzirilmesi gerekir. Her annenin süt üretimi bebeğine özgü üretim yapar. Ne fazla üretir ne de eksik üretir.  Bazı durumlar vardır ki annenin erken doğum yapması, sezaryen doğum yapması gibi durumlarda belenen süt üretimi gerçekleşmez. Süt üretimin olduğu zamanda bebeğinize göre yeterli miktarda salgılanmaz. Bu gibi durumlarda ek besinler ya da ilaçlar alınarak süt üretimine katkı sağlanabilir.

Süt Yapan Yiyecekler

 Anne adayının yeterince süt üretebilmesi için günlük 1800 kalori alması gerekir. Sütün tamamını su oluşturmasından dolayı günlük en az 3 litre su alması gerekir.  Lohusa döneminde sütün tam artmasını sağlayan besinler armut, ayva, dut, incir, taze beyaz üzüm, hurma bunları şerbet yapıp ya da komposto olarak tüketildiği zaman sütün %10 artış gösterecektir.

Günlük yeşil sebzeler ısırgan otu, melisa, rezene, yeşil soğan, maydanoz, havuç süt kanallarını açarak süt üretimine katkı sağlayacaktır. Bunlara rağmen sütünüz hale gelmiyorsa süt üretimine yardımcı ilaç takviyeleri vardır. Kimyasal olmayan bu ilaçlar doğal vitaminlerden yapılmış ilaçlardır. Aktarlardan kolay bulabileceğiniz emzirme çayları da mevcuttur. Ayrıca uykuya, beslenmeye ve sık sık emzirerek de sütün çoğalmasına sebep olursunuz.

Yenmemesi Gereken Yiyecekler

 Emzirme dönemlerinde hazır gıdalardan uzak durulması gerekir. Hazır gıdaları çok tüketimde hem bebek rahatsız olabilir hem de annede oluşan süt kanallarını tıkarak sütün azalmasına sebep olur. Bu durumda emzirmeyi erkenden kesmenize sebebiyet verecektir. Şarküteri ürünler sütün kalitesi düşürüp bebeğinizin yeterince vitamin almamasına neden olacaktır. Turşu, sarımsak ve soğan ilk 6 ay yenmesi yasaktır. Bebek emdiğinde sütün tadını değiştireceği için sizi emmekten vazgeçecektir. Çok fazla gazlı içeceklere maruz kalan anne bebeğin gaz oluşumunu tetikleyecektir. Baklagillerden nohut, fasulye gibi bakliyatları ayda 2 defa kullanmanız gerekir.  Sülfür fazla olan yeşil bitkilerden de uzak durmanız gerekir. Bunlara dikkat edildiği takdirde sütünün hem kaliteli olacaktır hem de sütünüzün artmasını sağlayacaktır.

Ayak Kokusu Nasıl Giderilir?

Ayak kokusu ayakların uzun saatler boyunca kapalı kalması ve terlemesi sonucu ortaya çıkan bir sonuçtur. Ayak kokusu bir insanın sosyal hayatını olumsuz etkileyen bir durum olmakla beraber kadın ya da erkek toplum içerisinde rahatsızlık vericidir. Ayaklarda kokunun sebebi bazen de bakterilerdir. Çünkü bakteriler nemli ortamları sevdikleri için çok çabuk ürerler ve bu da kötü kokuya sebep olur.

Ayak Kokusu Nedenleri

Ayak kokusu nedenleri arasında şeker hastalığı, stres ve genetik birçok neden sayılabilir. Sıvıyı az tüketen kişilerde de ayak kokusu ihtimali yükselmektedir, ter bezlerinin normalden fazla çalışma hali de ayak kokusunun nedenidir, ayakta meydana gelen mantar, kullanılmak zorunda olunan bir ilaç, stresli bir yaşam biçimi nedenler arasındadır.

Ayak kokusu; ayakların gün boyunca ayakkabı içinde kalıp terlemesi haliyle ortaya çıkan bir durumdur. Ayağın terlemesi ile birlikte meydana gelen bakteriler ayakta ya da çorapta üremeye başlar. Ayak kokusundan kurtulmanın yegâne yolu kuşkusuz temiz tutulmasıdır. Ayağın temizliğinin yanı sıra çorap temizliği de bu noktada önemlidir. Daha önce giyilmiş olan çorap tekrar giyilirse ayağın kokmaması olası değildir. Çoraplar günlük giyilmelidir.

Ayak Temizliği Sonrası 

Ayak temizliği sonrasında ayakların nemli kalmaması önemli bir kuraldır. Nemli ayağı bakteriler sever. Diğer taraftan çok sık tercih edilen spor ayakkabıların temizliği için çamaşır makinesinin kısa programında yıkanması yeterli olacaktır.

Çoraplar da ayak kokusunda etkili detaylardır. Özellikle naylon çoraplar ayak kokusunda etkilidir. Çünkü ayak bu tür çoraplarda terler. Pamuktan seçilip olan çorapların kullanılması bu noktada yardımcı olacaktır. Ayakkabılar da hava geçiren ayakkabılar olması yardımcı olacaktır. Ayak kokusunda ayağın terlemesine engelleyecek olan pudra hemen her evde bulunur. Ayak günlük hayat içerisinde ayakkabı içine dökülen pudra sayesinde ayakların fazla terlemesi önlenir.

Ayak Kokusu Sorunları 

Ayak kokusu kuşkusuz iş hayatında ve temposunda olan kişilerin yaşadığı güncel sorunlardan biridir. Özellikle sıcak yaz günlerinde ayak terlemesi çok daha fazla olacağından koku rahatsız edici boyutlara gelir. Ayakların ayakkabı içinde hava alıyor olması önemli bir durumdur.

Ayağın terlemesi hali ortaya çıkan bakteriler ve aynı zamanda mantar oluşumu da kötü ayak kokusunu meydana getirir. Her kişide kullanılan bazı ilaçlar vardır, hormonsal anlamda değişiklikler yaşanan dönemler vardır, bu durumlar fazla ter üretimine dolayısıyla rahatsız edici ayak kokularına gebedir. Ayak hijyeni bu noktada olmazsa olmaz kuraldır. Ayakkabı ve çorap seçimi doğru yapıldığı takdirde ve beraberinde temizliğine dikkat edildiğinde sorun kalmayacaktır. Unutulmaması gereken ayak temizliğinde ayağın kesinlikle nemli kalmamasıdır.

Ayakkabı Seçimi

Ayak kokusunu önlemede ayakkabı seçimi çok büyük önem taşır. Hep aynı ayakkabı giyilmemesi önerilir. Ayakların hava alması önemli bir kıstastır. Eğer ayakta kabarcıklar veya mantar enfeksiyonu yaşanmaya başladığı andan itibaren bir dermatologa gidilmelidir.

Bütün bunlar nazarında aşırı terleyen ayakların nedenleri en ince ayrıntıları ile incelenmelidir. Gerekirse bunun için uygulanan yöntemler vardır, bu yöntemler arasında en çok botoks uygulaması yardımcıdır.