Leyla İnanır Güzellik Merkezi

Etkili Basen Eritme Hareketleri

Hem Türk toplumundaki kadın yapısının yatkınlığı hem de dünya genelinde obezitenin, bölgesel şişmanlamanın her geçen gün yaygınlaşması bölgesel olarak inceltme egzersizlerine olan ilgiyi yoğunlaştırıyor. Hemen herkes göbeğini, kalçasını, basenlerini eritme çabası içinde yeni egzersiz programları arıyor. İşte bu bağlamda sizin uyguladığınızda çok memnun kalacağınız, baseninizi eriterek sıkı bir görünüme kavuşacağınız etkili hareketleri bir araya getirdim. Bunun için her gün düzenli olarak 15-20 dakikanızı ayırmanız yeterli olacak. Ancak egzersize başlamadan öncesinde hafif ısınma hareketleri yapmayı da ihmal etmeyin. Her bir egzersizi 10 kez tekrarlayarak 3 kur tamamlamayı ve her bir set arasında 1 dakikalık mola vermeyi alışkanlık haline getirin ve farkı çok kısa süre içinde görün.

1. Squat

Düz bir zeminde ayaklarınız omuz hizasında açık şekilde ayakta durun ve elleriniz belinizde olsun. Ardından dizlerinizi kırarak ve kalçanızı dışa doğru çıkararak mümkün olduğunca aşağı doğru çömelin ve sonrasında kalkıp ilk pozisyonunuzu alın. Bu egzersizi kollarınızı öne doğru uzatarak da yapabilirsiniz. Uzun süreli ve düzenli tekrar etiğinizde baseninizin eridiğini ve kalçanızın yuvarlak bir form aldığını göreceksiniz.

2. Side Lying Leg Raise

Düz bir zeminde yan olarak uzanın, altta kalan kolunuzun dirseğini bükün ve o dirsek üzerinde üst bedeniniz yukarıda kalsın. Üstteki elinizi de belinize koyun. Her iki bacağınız da dümdüz ve vücudunuzun hizasında durmalı. Üstteki bacağınızı yukarı kaldırın ve yeniden diğer bacağınızın üzerine getirin. Üstteki bacağınızla bu hareketi 10’ar kereden 3 kur haline yaptıktan sonra diğer tarafınıza yatın diğer bacağınızı çalıştırın.

3. Birds Dogs

Düz bir zeminde dizleriniz ve dirsekleriniz üzerinde durun. Karın kaslarınızı sıkıp bırakarak önce sağ bacağınızı sonra sol bacağınızı gerin ve bel hizasında kaldırıp indirin. Bu egzersizde bacağınızı mümkün olduğunca yukarıya doğru kaldırarak esnetebilmek oldukça önemlidir.

4. Lunge

Lunge egzersizinde iki ayağın da parmak uçlarının karşıya bakmasına ve ayaklardan birinin önde, diğerinin arkada hizalı şekilde tutulmasına özen gösterin. Bu egzersizde ellerinizi iki yanda belinize koyun ve statik bir şekilde aşağı-yukarı hareket edin, oturup kalkın.

5. Deadlift

Ayaklarınızı omuz hizasında açarak ayakta durun. Sonrasında kollarınızı aşağı doğru indirerek tüm vücudu hareket ettirecek şekilde ayak parmaklarına doğru eğilip kalkın. Burada önemli olan hususlar; duruşunuzdaki “s” pozisyonunun bozmamanız, kalça ve dizlerinizi zorlanmadan esnek bir şekilde, dizleri hafif kırarak öne doğru eğilmenizdir. Bu egzersizle daha çok bacağınızın arka kaslarını ve kalça kaslarınızı çalıştıracaksınız.

6. Static sumo squat

Bacaklarınızı omuz hizasından daha geniş bir açıyla yanlara açın, ellerinizi önde ve göğüs hizasında birleştirin. Çömelir pozisyonda dizlerinizi kırın ve teker teker ayak parmaklarının ucuna çıkarak bacaklarınızı yukarı doğru kaldırın. Önce bir ayağın parmak ucuna, sonra diğerinin, daha sonra ise iki ayağın da parmak ucuna çıkıp vücudunuzu yükselterek hareketi tekrarlayın.

7. Side & Cross Lunges

Elinize 1 kiloluk bir dumbell ya da bir litrelik bir şişe alın. Bu ağırlığı her iki tarafından birer elinizle tutun. Öncelikle bir bacağınızı yana doğru açıp iki elinizle ağırlığı tutarak vücudunuzu da bacağınızı açtığınız yöne doğru ilerletin. Sonrasında aynı hareketi diğer bacağınızla yapın. Egzersizin ikinci hareketinde yine ağırlığı tutarak bir bacağınızı diğerinin arkasına atın dizi kırıp hafifçe çömelir gibi yapın, ardından ayağınızı eski yerine getirip aynı hareketi diğer bacağınızla uygulayın. Bacaklarınızdan birini yana açıp, tekrar yerine alın, ardından diğer bacakla da aynısını yapın.

8. Box jump

Bu egzersiz için öncelikle alçak bir sıçrama objesine ihtiyacınız var. Alçak bir masa ya da sehpa şeklinde sağlam bir eşyayı kullanabilirsiniz. Burada ayaklarınız omuz hizasında açık, kollarınız da öne doğru bakacak. Egzersize yerinizde hafif sıçrama hareketleri yaparak başlayıp hazırlanmanızı öneriyorum. Sonrasında önünüzde bulunan sıçrama objesinin üzerine zıplayın, kısa bir an o pozisyonda durun ve aşağı inin. Birkaç saniye sonrasında yeniden zıplayın ve inin.

Hamilelik Adet Kaç Gün Geciktikten Sonra Anlaşılır?

Hamilelik adet Kaç Gün Geciktikten Sonra Anlaşılır? Hamilelikte adet gecikmesi en önemli hamilelik belirtilerinden biridir. Bir kadın düzenli adet görüyorsa ve aktif bir cinsel hayatı varsa beklediği tarihte adet olmaması hamilelik ihtimalini akla getirir. Fakat tabii ki adetin gecikmesi mutlaka hamilelik olduğunu göstermez. Kullanılan birtakım ilaçlar (örneğin doğum kontrol hapları), stres veya hava değişimi gibi etkenler de adetin gecikmesine sebebiyet verebilir.

Diyabet, yumurtalıkta kist oluşumu, dış gebelik ve benzeri faktörler de adet gecikmesi yapabilir. İki adetin arasında 35 günden daha fazla bir süre varsa doktora başvurmak gerekir.

Adetim Gecikti, Hamile miyim?

Adet gecikmesi hamilelik durumuna işaret eden önemli bir olaydır fakat bunun kesin olarak tespit edilmesi için belirli bir süre geçmesi; idrarda veya kanda gebelik testi yapılması lâzımdır.

Testten doğru sonuç alınabilmesi için beta hCG hormonu ölçülecek seviyeye ulaşmalıdır. Yani ilişkiden kaç gün sonra hamilelik belli olur? veya adet ne kadar gecikirse hamile olup olunmadığı anlaşılır? sorularına net bir cevap verilemez.

Yumurtanın başarıyla döllenerek rahme tutunabilmesi en az 4-5 gün gerektirir. Bunun gerçekleşme süresi kişiden kişiye farklılık arz eder. Hamilelik belirtileri çoğu zaman cinsel ilişkiden 2 hafta sonra başlamaktadır.

Adetten Kaç Gün Sonra Hamilelik Belli Olur?

Kanda hamilelik testi gebeliğin %100 doğru olarak saptanmasına yarar. İdrarda yapılan gebelik testinde her zaman için yanılma payı vardır.

  • Beklenen regl tarihinin üstünden 1 gün geçtiyse uygulanan idrar testinin doğru sonuç verme oranı %79 civarındadır.
  • Adetin 2 gün gecikmesi hâlinde tatbik edilen idrar testi %15 hata oranına sahiptir.
  • Adet gecikmesi 3 gün olduktan sonra idrar testi yapılırsa bu testin doğruluk seviyesi %90’dır.
  • Öngörülen adet tarihi geldiği ve üzerinden 7 gün geçtiği halde adet kanaması başlamadıysa idrarda gebelik testinin verdiği sonuç %96 oranında güvenilirdir.
  • 10 günlük adet gecikmesinin ardından yapılan idrar testi kesin sonuç verir denilebilir.

Bununla beraber kanda gebelik testi her zaman için en güvenilir yöntemdir. Gebelik hormonunun kanda belirgin bir düzeye geldikten sonra kanda yapılan test ile net bir şekilde belli olur. Yani güvenilirlik açısından idrar testi gibi değildir, yanlış olma riski yoktur.

Saç Dökülmesinin Nedenleri Nelerdir?

Genetik faktörler

Erkeklerde saç dökülmesinin %50’si genetiktir. Toplumun genelindeki saç dökülmesinin nedenleri arasında da erkek tip hormona duyarlı dökülme görülür. Kronik saç dökülmesi ileriki yaşlarda kelliğe dönüşebilir. Erken yaşta başlanan saç bakımı saç dökülmesini azaltabilir, kelliğe giden yolu yavaşlatır.

Deri problemleri

Deri kaynaklı dökülmeler, saç derisini de etkiler. Sedef hastalığı, egzama, akne, liken hastalığı, aşırı yağlı deri, mantar hastalığı gibi nedenler saç derisini etkileyerek saç dökülmesine yol açar. Deri problemleri tedavi edildiğinde saç dökülmesi durdurulabilir.

Yanlış beslenme alışkanlıkları

Saç telleri canlıdır. Bu nedenle saç tellerimizin beslenmesi, onların sağlığı için çok önemlidir. Az su içmek, gereğinden fazla karbonhidrat tüketmek, uzun süre aç kalmak ve tek tip beslenmek saçların dökülmesine yol açar.

Vitamin ve mineral eksikliği

Saç dökülmesinin en önemli nedenlerinden biri de vitamin ve minerallerin vücudumuzda yeterli olmamasıdır. B12, D vitamini, folik asit, biotin, çinko, demir gibi vitamin ve mineralleri düşükse saç beslenemez ve dökülür. Hatta demir düşüklüğü yokken bile demir takviyesi saç dökülmesini azaltacaktır.

Stres ve depresyon

Stres kaynaklı saç dökülmesi günümüzde çok yaygındır. Depresyon, anksiyete, psikolojik sorunlar saç dökülmesine yol açabilir.

Saç İçin Yumurta Maskesi

Saç için yumurta maskesi, yıpranmış saçları onararak gürleştirmekte ve saçlara canlılık kazandırmaktadır. Ayrıca içerdiği proteinler sayesinde saç dökülmesinin durdurulmasında etkili olmakta, saç yapısını güçlendirmekte ve saçları nemlendirmektedir. Yumurta maskesi  lesitin adlı bir madde de barındırır. Bu ise saçtaki elektriklenmeyi giderir.

Yumurta Maskesi Yapmanın Saça Faydaları

  • Yumurtada bol miktarda protein bulunmaktadır. Saça yumurta maskesi çoğunlukla zeytinyağı ile birlikte uygulanmaktadır. Zeytinyağı da yüksek oranda E vitamini içermektedir. Saçlara yumurta maskesi tatbik etmek bu iki maddenin gücünden yararlanmak demektir.
  • Yumurta maskesi saçlara ipeksi bir yumuşaklık katar; parlatır ve daha güzel görünmesine katkıda bulunur.
  • Saçlar için besleyici nitelikte olan yumurta maskesi yağ asitleri ile vitaminler bakımından da zengindir. Bu özelliğiyle yumurta maskesi saçların daha hızlı uzamasına da yardımcı olmaktadır.
  • Yumurtada pantotenik asit, kolin, niasin ve biotin gibi bileşenler vardır. Bunlar sayesinde saç foliküllerini uyaran yumurta, saçların incelmesine ve kellik sorununa engel olmaktadır.
  • Saç için yumurta maskesinin bir diğer yararı ise saçtaki yağ oranını dengelemesidir.

Saç İçin Yumurta Maskesi Nasıl Yapılır?

Bunun için pek çok tarif bulunmaktadır. Aşağıda saça yumurta maskesi uygulamak isteyenlere göre birkaç tarif paylaşılmıştır:

Saçları Kuvvetlendiren Yumurta Maskesi

Söz konusu maske ünlü güzellik uzmanlarından Suna Dumankaya’nın önerisidir. Saçlara direnç veren bu maske onların uzama sürecine de ivme kazandırmaktadır.

Malzemeler

  • Süt (1 kahve fincanı)
  • Toz maya (1 yemek kaşığı)
  • Bir yumurtanın beyazı
  • Zeytinyağı (Bir yemek kaşığı)

Yapılışı;

Süt ile mayayı karıştırın. Elde ettiğiniz karışıma yumurta beyazını ve zeytinyağını ilâve edin. Maskeyi saçlarınızın diplerinden uç kısımlarına doğru uygulayın. Bir saat bekleyip yıkayın. Her hafta bir kez tekrar edin.

İpeksi Saçlar İçin Yumurta Maskesi

Malzemeler

  • Elma sirkesi, zeytinyağı, limon suyu, bal (Hepsinden 1 yemek kaşığı)
  • İki yumurta sarısı
  • 3’er damla okaliptüs, kekik ve lavanta yağları

Uygulanışı

Bütün malzemeleri karıştırıp saçınıza sürün. Yapmanız gereken bundan ibarettir. Daha sonra saçlarınızı streç film ile sarıp iki saat böylece bekleyin. Daha sonra güzelce yıkayıp temizleyin. Bu maskeyi de düzenli olarak uygulamaya özen gösterin.

Hamilelikte Yapılan Aşılar Nelerdir?

Hamilelikte aşı yaptırmak hem anne adayının hem de bebeğin sağlığı açısından mühimdir. Enfeksiyonlara karşı etkili bir önlem olan hamilelik aşıları bebeği doğumun ardından meydana gelebilecek çeşitli rahatsızlıklara karşı da korur.

Tetanos, difteri-, influenza ve boğmaca gibi aşılar bunlardandır. Hamilelikte yapılmayan aşılar ise verem,  HPV, kızamık, kızamıkçık, suçiçeği ve kabakulak aşılarıdır.

Bu canlı aşılar doğum sonrası dönemde uygulanmaktadır.

Hamilelikte Aşı Yaptırmaya Ne Zaman Başlanır?

Gebelikte aşı uygulamaları çoğunlukla hamileliğin 2. trimesteri (ikinci üç aylık dönemi) itibariyle başlamaktadır.

Hamilelikte Yapılan Aşılar Ne İşe Yarar?

  • Ölü doğumların, düşüklerin ve gelişim geriliğinin önlenmesinde rol oynar.
  • Bebekte oluşabilecek doğumsal bozuklukları engeller.
  • Erken doğum riskinin azaltılmasına yardımcı olur.
  • Yenidoğan bebekte herhangi bir enfeksiyon görülmesinin önüne geçer.

Hamilelikte Yapılan Aşılar Nelerdir?

Hamilelikte yapılan aşılar dozlarına ve yapılış zamanlarına göre şöyle gruplandırılabilir:

Difteri-Tetanos Aşısı: Bu aşının ilk dozu 18.-20. Haftalarda uygulanır. İlk aşı yapıldıktan sonra 4 hafta b2. eklenip doz aşı yapılır. Başlangıçta yapılan aşının üstünden 6-12 ay geçtikten sonra da üçüncü doz aşı yapılarak tamamlanır.

Anne adayına daha önceden tetanos aşısı yapılmamışsa veya üzerinden en az 10 yıl geçtiyse bu aşının muhakkak yaptırılması gerekir. Çünkü bazı bebekler doğdukları zaman yenidoğan tetanosu için büyük risk taşımaktadırlar. Bu da ölümle neticelenebilir. Gebelikte tetanos aşısı yaptırmak bebeğin bu durumdan korunmasını sağlayacaktır.

Boğmaca Aşısı: Geçmişte aşılansa dahi tüm gebelere tavsiye edilen bir aşı olup hamileliğin 27.-36. Haftaları arasında tatbik edilmektedir.

  • Hepatit B Aşısı: Gebelikte yüksek risk taşıyan kişilere yapılmaktadır.
  • Hepatit A Aşısı: Sadece gerekli görüldüğü takdirde uygulanmakta olup gebe kadının riskli bir yere gitmesi buna örnektir. Bu durumda inaktif polio aşısı yapılarak koruma sağlanır.
  • Pnömokok Aşısı: Eğer anne adayında menenjit salgıları saptanırsa, annenin ve bebeğin korunabilmesi adına söz konusu aşı önerilir. Güvenlidir, zararı yoktur.
  • Kuduz Aşısı: Anne adayı kuduz şüphesi taşıyan bir hayvan ile temas ettiyse, kendisini bir hayvan tırmaladıysa veya ısırdıysa riskin önüne geçmek amacıyla tercih edilir.
Hamilelikte Hangi Ağrı Kesici Kullanılır?

UYARI: Hamilelikte ağrı kesici kullanmak doktor kontrolüyle olmalıdır. İçerikte bulunan ilaç önerileri vasısatı ile kullandığınız ilaçlardan firmamız sorunlu değildir.

Hamilelikte Hangi Ağrı Kesici Kullanılır?

Hamilelikte ağrı kesici kullanmak doktor kontrolüyle olmalıdır. Bilinçsiz bir şekilde kullanılan ilaçların anne adayına da bebeğe de zarar vereceği şüphesizdir. Hamilelikte baş, eklem, diş ve bel ağrıları gibi sebeplerden dolayı ağrı kesici almaya gereksinim duyulabilir. Fakat ağrı kesicilerin yapımında da tüm ilaçlarda olduğu gibi kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Bu yüzden gebelikte doğru ağrı kesici kullanımına çok özen göstermek lâzımdır.

Hamilelikte Kullanılan Ağrı Kesici İlaçlar

  • Vücut kırgınlığı, soğuk algınlığı, ateş ve kas ağrıları gibi durumlarda Minoset ve Parol alınabileceği uzmanlar tarafından bildirilmektedir. Öte yandan paracetamol grubunda yer alan diğer ilaçlar da hekim tarafından önerilmek şartıyla hamilelikte kullanıma uygundur.
  • Hamilelikte Tylol kullanımı da oldukça yaygındır.
  • Non-steroid antiinflamatuar ajanlardan biri olan Aprol®, Naprosyn®, Apranax® ve benzeri ilaçların da ağrı kesici olarak reçete edildiği bilinmektedir.

Fakat unutulmamalıdır ki her ilaç doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Herhangi bir ilaç (ağrı kesici olsa bile) gerekmedikçe veya aşırı dozda yahut tavsiye edilenden daha uzun süre kullanılırsa yan etkilere yol açacaktır.

Hamilelikte Ağrı Kesici Kullanmak Zararlı mıdır?

Her anne adayı gerek ağrı kesici gerek farklı bir ilaç kullanmaya ihtiyaç duyduğunda ‘bebeğime zarar verir mi?’ endişesi yaşar. Hamileliğin ilk 3 ayı boyunca gerekmedikçe ilaç kullanılmamalıdır. (Bu, hamileliğin diğer dönemleri için de geçerlidir fakat özellikle hamileliğin ilk trimesterinde düşük riski fazla olduğundan bu konuda daha çok hassasiyet gösterilmelidir.)

Ağrı kesicilerin de hafife alınmaması gerekir. ‘Asetominofen’ yahut  ‘parasetamol’ türevi ilaçların gebelikte kullanımı mümkün olmakla beraber gelişigüzel kullanılmaları tehlike arz edebilir.

Aspirinin kanamaya sebebiyet verme ihtimali mevcuttur. Bu yüzden ağrı kesici niyetine aspirin içilmemelidir. Non-steroid anti-inflamatuar özellikte olan ağrı kesicilerin ise 34. haftadan sonra kullanımından mümkünse tamamen uzak durulmalıdır. Çünkü amniyon sıvısında azalmaya yol açabilirler.

Orta şiddetteki ağrıların giderilmesinde İbuprofen barındıran ağrı kesiciler kullanılmaktadır. Bunların da yanlış kullanımından sakınmalıdır. Yoksa düşüğe neden olmaları muhtemeldir.

Hamilelikte ağrı şikâyetiniz yoğun ve sürekli ise bir an önce doktora başvurmanız lâzımdır. Bel ve sırt ağrınız oluyorsa bunun temel sebebi hamilelikte vücuttaki ağırlık merkezinin yer değiştirmesidir. Ağrınız ayakta dururken şiddetli hissediliyorsa uzanmalısınız. Ağrıyan yere hafifçe masaj yapmak da iyi gelecektir.

Kasık ağrısı yaşıyorsanız istirahat etmek, bol su tüketmek, duş almak ve oraya sıcak kompres uygulamak fayda sağlayacaktır. Ağrılı dönemlerinizde cinsel birliktelikten kaçınmanız önerilir.

Gül Suyunun Cilde Faydaları

Güzel kokusu ve hafif yapısıyla gül suyu son zamanlarda çok tercih edilen bir cilt ürünü haline geldi. Her cilt tipi için yararlı olan gül suyu hafif ve doğal içeriği sayesinde cildinizi yatıştırmaya, renk eşitsizliğini gidermeye ve cildinizi nemlendirmeye yardımcı olur. İşte gül suyunun cilde faydaları…

Cildinizin pH dengesini korur. Sabun ve yüz temizleyici ürünlerin aşırı kullanımı cildinizin pH seviyesindeki dengeyi bozabilir ve bu durum akne gibi sorunlara neden olabilir. Gül suyu cildinizin pH seviyelerini normale getirerek bozulmayı dengelemeye yardımcı olur.

Sivilce ve akneyi önler. Gül suyu, fazla yağların yüzünüzden giderilmesine yardımcı olur. Ayrıca, sivilce kaynaklı bakteri üremesini pH dengeleme özelliği ile caydırmaya yardımcı olur. Sivilceyi azaltmaya yardımcı olur.

Cildinizi tonlandırır. Gül suyu gözenek ve yağları temizleyerek cildinizi en iyi nemlendirme için hazırlar. Gül suyu, pH dengeleme özelliği sayesinde mükemmel bir toniktir. Cildinizdeki kirlerin giderilmesine yardımcı olur.

Gül Suyu Faydaları ile ilgili Görsel Sonucu

Cildinizi nemlendirir. Tonikler ile ilgili yaygın bir yanılgı, cildinizi kurutmalarıdır. Cilt için saf gül suyu gibi doğal ve yumuşak bileşenler kullandığınızda bu doğru değildir. Gül suyu, gözeneklerinize yerleşerek ve nemlendirme sağlayarak cildinizin tazelenmesine yardımcı olur.

Gül suyunun iltihap önleyici özelliği şişliklerinizi tedavi edebilir. Özellikle gözaltı şişlikleriniz ile baş etmenizi sağlar. Gül suyunu bir süre buzdolabında soğuttuktan sonra pamuğa sıkıp gözünüze yerleştirin. Birkaç dakika içerisinde şişliklerin aza indiğini gözlemleyeceksiniz.

Hassas ciltlerde kullanabilir. Gül suyu doğal ve hafif yapısıyla hassas ciltlilerinde kullanabileceği bir üründür. Kızarıklığı ve tahrişi hafifletir.

Yaşlanmayı yavaşlatır. içeriğinde sert kimyasalların olduğu ürünlerin kullanımı daha hızlı yaşlanmasını sağlar. Gül suyu yüksek antioksidan içeriği sayesinde cildinizi sağlıklı tutarak yaşlanmayla mücadele etmenize yardımcı olur.

Egzama veya sedef hastalığı gibi bir cilt rahatsızlığınız varsa, saf gül suyu size yardımcı olabilir. Suyun serinletici özelliği egzama gibi cilt rahatsızlıklarının neden olduğu tahrişi yatıştırır.

Gül suyunu küçük bir sprey şişesine koyu. Çantanıza gül suyu dolu bir sprey şişesi taşımak, cildinizin gün boyu taze hissetmesini sağlamanın en iyi yoludur. Su sadece cildinizin nemli kalmasına yardımcı olmakla kalmaz, cildinizin uzun süre taze ve esnek kalmasını sağlar.

Çalışan Kadınlar İçin Pratik Yemek Tarifleri

Yemek yapmak çoğu zaman insanlar için bir yük haline gelmiştir fakat toplum baskısı yüzünden kadınlar her ne kadar çalışıyor olsalar da yemek yapmak zorundalarmış gibi bir algı oluşturulmuştur. Maalesef yemek yapmak kolay bir eylem değil iken çalışan kadınların yemek yapması olduğundan daha zor hale gelmektedir. Gün boyu bir işte çalışıp daha sonra eve geldiğinde yemek yapmak zorunda olan kadınlar için pek çok kolay ve pratik yemek çeşitleri vardır. Bu yemek çeşitleri özellikle çalışan kadınlarının gününün bir numaralı kurtarıcısı haline gelmektedir.

Makarna

Pek çok insanın bayılarak ve severek yediği makarna yemeğinin kıvırcık, boru, uzun, kelebek olmak üzere pek çok çeşidi vardır. Tencereye bir miktar koyulan su kaynamaya bırakılır ve kaynadıktan sonra istenilen çeşit makarna suyun içerisine atılır. Yaklaşık 20 dakika kaynayıp yumuşayan makarnalar süzgeç yardımıyla süzülür ve daha sonra istenildiği takdirde üzerine sos veya ketçap ilave edilir. Aslen hamur işi olan makarnanın doyuruculuğu oldukça yüksektir ve günün kurtarıcı yemeği olma niteliğindedir.

Menemen

Menemen hem sabah hem öğlen hem de akşam tüketilebilen bir yemek türüdür. Küçük küçük doğranan ve pişmesi için tavaya bırakılan domateslerin üzerine yaklaşık 20-25 dakika sonra yumurta kırılır. Yumurta da piştiğinde tercihe bağlı olarak kaşar peyniri rendelenir ve yemek yenmeye hazır hale gelir. Pek çok insanın severek tükettiği bu yemek oldukça sağlıklıdır.

Hazır Mantı

Market gibi pek çok yerde satılan hazır mantıların pek çok seveni vardır. Kaynayarak pişen ve süzülüp soğutulduktan sonra yoğurtla buluşan yemeğin asıl can alıcı noktası üzerine yakılan yağ, biber ve nane üçlüsüdür. Hamur işi olup içinde et bulunan bu yemek oldukça doyurucu bir yemektir ve akşamları hafif geçirmede birebirdir.

Çorba Çorba aslında doyuruculuğu fazla olmayan lakin yine de pratik yemekler arasında yer alan bir üründür. Toz halindeki çorbanın suyla buluşup kaynatılmasıyla hazır olan bu yemeğin pek çok çeşidi bulunmaktadır. Sıcak tercih edilmelidir ve oldukça hafif, sindirmesi kolay bir yemektir.

Burçlara Göre Beslenme Önerileri

Her insanda metabolizma farklıdır, farklı çalışır. Bunun sonucunda da vücuda faydalı olan ve olmayan yiyecekler vardır. Her insanın burcuna göre beslenme önerileri de mevcuttur. Mesela Koç Burcu insanı kırmızı et ve bitkisel proteinlerle beslenir. Keskin tatlar bu burç insanını tasvir eder. Bir Boğa burcu insanı da son derece iştahlı ve kilo almaya eğilimlidir. Şekerli besinleri çok sever. İkizler burcu insanı ise özellikle sağlık açısından eklem ağrılarına meyilli olduğundan vücudundaki mineral eksiklikleri için domates, havuç, brokoli gibi besinler tüketmelidir.

Yengeç Burcu Beslenme Önerileri

Yengeç burcu insanı son derece hassas biridir ve bu hassaslık midenin de hassas olmasına nedendir. Mideyi yoran yiyeceklerden uzak durmalıdır. Sebze ve meyveler, yeşil sebzeler iyi gelir; buna karşılık hazır soslar, baharatlar ve fazla yağdan uzak durulmalıdır.

Aslan Burcu Beslenme Önerileri

Bir Aslan burcu için kalp kesinlikle korunmalıdır. Yiyecek önerilerinde kalp sağlığı için badem, ceviz gibi ürünler mutlaka olmalıdır. Vücudun demir miktarı yüksek oranlarda olmalıdır. Bir Başak burcu insanı ise sindirimi kolay yiyecekleri tercih etmelidir. Çikolata ve baharatlı ürünlerden uzak durmalıdır. Bir Terazi burcu insanı ise özellikle böbrek bölgesinin hassaslığından dolayı gazlı içeceklerden uzak durmalıdır. Hayvansal proteinler ve meyve tercih etmelidir.

Akrep Burcu Beslenme Önerileri

Akrep burcu insanı için genital sistem rahatsızlıkları ön plandadır. Bu yüzden kalsiyum içeren ürünleri tüketmelidir.

Yay-Oğlak-Kova Burcu Beslenme Önerileri

Bir Yay burcu insanı ise karaciğeri hassas olduğundan karaciğeri yoran yiyeceklerden uzak durmalıdır. Dengeli ve sağlıklı beslenme tercih etmelidir. Bir Oğlak burcu insanı ise romatizma sorunları yaşabileceğinden kalsiyum ağırlıklı beslenmelidir. Tatlı besinlerden uzak durmalıdır. Bir Kova burcu insanında dolaşım problemleri yaşanır ki bu da hareketsizliğinin bir sonucudur. Bitki çayları rahatlatıcı olabilir. Astroloji bir insanın hayatının içerisinde dikkat çekici detaylara imza atmakla beraber her açıdan etki etmesi de olası bir durumdur.

Bir insanın burcuyla uyumlu beslenmesi gerekmektedir. Her burç için sağlıklı beslenme önerileri mevcuttur ki, temelde sağlıklı beslenmeye ve kaliteli bir yaşama doğru gidilmesinde büyük bir rol oynar.

Evde Sarı Saç Boyası Yapımı

Her genç kız ve kadınların en sevdiği saç renklerinden biri sarı rengidir. Kuaförlerde yapılan saçların yanı sıra evlerde sizler de saçlarınızı sarıya boyayabilirsiniz. Doğal yollarla elde edeceğiniz sarılar ile saçlarınıza zarar vermeden rengini açabilirsiniz. Kimyasal boyalar yerine aktarlardan alacağınız kuru papatyalar ile saçlarınızı sarı yapmanız mümkün. Kuru papatyaları alıp kaynattıktan sonra suyunu saçlarınıza diplerden uçlara kadar sürüp doğal güneş ışığında bekledikten bir süre sonra saçlarınızın rengi açılmaya başlayacaktır. Rengi açılan saçlarınızı durulayabilirsiniz. Bu işlemi birkaç kez tekrarladıktan sonra saçlarınızın rengi daha açık tonlara kavuşacaktır. Bu şekilde sizler de istediğiniz ton kadar açık sarılar ile saçlarınızı kullanabilirsiniz.

Ihlamur İle Sarı Saç Yapımı

Sarı saç kullanmak her kadının hayalidir. Koyu renkli saçları sarıya dönüştürmek açık renk saçlara göre daha fazla zaman alır. Kimyasal boyalar ile saçlarınızı açmak saçınıza zarar verir ve yıpranmasına neden olur. Sizler de doğal yöntemler ile saç renginizi açarak saçlarınızın hasar görmesini engelleyebilirsiniz. Doğal yöntemlerden biri olan ıhlamur ile saç tonunuzu sarıya çevirebilirsiniz. Aldığınız kuru ıhlamuru kaynar suya atıp 15 dakika demledikten sonra saçlarınızı suyuna batırıp güneşte yarım saat bekledikten sonra saçlarınızın renginin açıldığını görebilirsiniz. Daha açık tonlar istiyorsanız bu işlemi bir iki defa tekrarlayarak istediğiniz tonlara ulaşabilirsiniz.

Sarı Saçlara Kavuşabilirsiniz

Koyu renkli saçlarınızdan sıkıldıysanız, saç renginizin tonunu açmak istiyorsanız evde doğal yollarla istediğiniz renge ulaşabilirsiniz. Doğal yöntemlerden araştırarak aklınıza yatan yöntemlerden birini seçebilirsiniz. Genç kızların daha fazla kullandığı bu yöntemleri sizler de kullanabilirsiniz. Sabırla yapacağınız bu işlemler sırasında beklemelisiniz. Beklemekten sıkılıp yıkadığınız zaman sonuca kavuşamayabilirsiniz. Bu nedenle her işlemde sabırla bekleyip sonucunda isteğinize kavuşabilirsiniz. Farklı tonlardaki sarılar ile kendi tarzınızı yansıtabilirsiniz. Saçınızda ortaya çıkan beyazları da bu şekilde kapatabilirsiniz. Yeniliklere açık kişiliğiniz varsa denemeden geçmeyiniz. Beğenmediğiniz zaman yine doğal yöntemlerle koyu renklere dönebilirsiniz. Bitkisel ürünlere aktarlardan kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Papatya ve ıhlamur çiçekleri ile en seveceğiniz sarı tonlarına kavuşup kendi sitilinizi yansıtmanın tam zamanı.